Bu dua ile her istediğim oldu
Sinan D: Bir zamanlar sefillik standardında yaşarken bu dua ile her istediğim oldu. İşin sırrını ben çözdüm inşallah siz de çözersiniz. Papağan gibi bu duayı okursanız hiç faydası olmaz. Çok basit ama gayet önemli bir sır var.
Bu sırrı herkes bilseydi ortalıkta fakir kalmazdı. Ben sizlere bu sırrı söyleyeceğim ama bilseniz bile uygulayamayabilirsiniz. Kolay gibi görünen ama zor bir şey.
İsterseniz baştan başlayayım:
Annen ev hanımı, babam kabzımal. Babam derslerim kötü gitsin de sanayiye başlayayım diye bekliyor, durumu kötü olduğu için okutmakta hiç gözü yok. Bu anlattığım yıllar önceki olay..
Derken babamın istediği oldu. İlkokulu bitirince beni ortaokula kaydettirmedi. İşleri yoğunmuş. Annem ise hiç anlamaz.
Mecbur sanayiye gitmeye mecbur kaldım. Sanayide beni kir topağı bir ustanın yanına çırak diye verdiler. Para falan konuşulmadı. Öğle yemeği karşılığında gün boyu çalışıyorum.
İş öğretildiği falan da yok. Sadece pis işler, temizlik, getir götür yapıyorum. Gel zaman git zaman 4 sene ben bu ustanın yanında çalıştım ancak motor yağı değiştirmeyi öğrendim. Ücret diye bir şey yok babama üç beş kuruş veriyorlar. O da benim anca yol param olur. Bir de öğle yemeği.
Bunun karşılığında ağır motorları kaldırıyorum, yağlı parçaları siliyorum, dükkanı silip süpürüyorum. Bir gün babama dedim ki “kalfalık kursuna gitmek istiyorum, büyüyünce ben de dükkan açacağım”
Babam sadece güldü, cevap vermedi. Israr edince “Paramız yok, dükkan açamayız” dedi. Kafamda gençlik rüzgarları esmeye başlayınca ben de artık kendime göre bir hayatım olsun diye hayaller kurmaya başladım.
Mesela büyüyünce benim de evim, arabam, işim, eşim olsun istedim. Fakat görünürde 4 senedir boğaz tokluğuna çalışıyordum. Bir gün ustama dedim ki “Usta ben artık maaşlı çalışmak istiyorum, gerekirse daha çok çalışırım”
O da dedi ki ”Senin burada öğrendiklerin maaştan daha değerli” Söylediği lafa gıcık oldum, önce işten çıkıp başka yerlere gitmeyi düşündüm. Öyle hırslıydım ki bağımsız olarak ayakta durabilmek için hırsızlık bile yapabilirdim. Ama sonradan çaresizlik ayağıma pranga gibi vuruldu. Biraz dışarda gezdikten sonra aynı dükkanda senelerce boğaz tokluğuna çalışmaya devam ettim.
Yıllarca sefalet içinde yaşadıktan sonra askere gittim. Döndüğümde eski çalıştığım sanayi dükkanına dönmedim. Oradan neredeyse hiçbir şey öğrenmemiştim. Sadece araba parçalarını tanıyabiliyordum, araba tamir edebilecek durumda değildim.
Askerden döndükçe bir süre boş gezdim. Sürekli babama kızıyordum. Bana ve kardeşlerime sefaletten başka bir şey vermemişti. Birkaç ay sonra babam iş kazası geçirince babamın önemini kavradım. O varken en azından karnımız doyuyordu, başımızda bir büyük vardı.
Babam ölünce yetimlik nasıl bir şeymiş anladım. Neredeyse dilenecek duruma gelmiştik. Belediyenin yardımlarıyla geçiniyorduk. Babamın iş yerine kaza nedeniyle dava açmak istediysek de onlar daha güçlü çıktı sesimizi çıkaramadık. Neredeyse babamın patronu bize dava açacaktı.
Eskiden çalıştığım dükkana dönmek istemiyordum. Çünkü usta asgari ücret bile vermiyordu. Bir süre boş gezdim. Aşırı derecede bunalıma girdim. Düşünmekten sabaha kadar uyuyamadığım bir gecenin sabahında ferahlamak için camiye sabah namazına gitti. Bana iyi gelmişti.
Sonraki günlerde de sabah namazlarını camide kılmaya devam ettim. Bana antidepresan gibi geliyordu. Fakat diğer 4 vakit namazı kılmıyordum.
Bir gün sabah namazı çıkışında kıyafetlerinden doğulu olduğu belli olan bir amca dedi ki ”Senin bir sıkıntın var. Sana bir dua öğreteceğim, bu duayı okursan her istediğin olur”
Kağıda Arapça kısa bir şey yazdı. “Muska mı bu?” dedim. “Muska değil dua. Bunu her namazın arkasından 41 kere okursan her istediğin olur. Tek bir şartla, şirke girmeyeceksin” dedi.
“Amca, bu yazdığın Arapça, ben okuyamıyorum bile” dedim. “Allah’ın ismi bu. Şirkten uzaklaşırsan her istediğin olur” dedi.
“Amca ne şirki, put mu kaldı bu dönemde” dedim. Ben şirki Arapların puta tapması olarak biliyordum. “Nerelisin amca sen, sizin orda puta mı tapıyorlar?” dedim. Siirtliymiş, yeğeninin yanına ziyarete gelmiş.
Rızkı Allah’tan başkasından bilmek de şirkmiş. “Sen sadece Allah’a yönel rızkını ondan bil” dedi.
O amcayı sonradan görmedim. Cami imamına kağıdı okuttum “Ya Vedud” yazıyor dedi. Manası kullarını çok seven, kulları tarafından çok sevilenmiş.
İmama “Sevdiği buysa…“ dedim. İmama durumumuzu anlattım. “Belediye yardım kutusundan çıkan kuru fasulyeleri çorba kıvamında sulandırıp yiyoruz. Bu nasıl kulunu sevmek?” dedim.
İmam bana “Allah fakiri de sever, seni yaratmasa fakir bile olmazdın” dedi. İmamla epey tartıştık, sonra dedim ki “Hakikaten de bu duayı okursam her istediğim olur mu?”
O da “Allah’ı seviyorsan, onun da sevdiğini hissediyorsan, Ya Vedud zikriyle dua edebilirsin, Allah verirse verir, vermezse vermez” dedi.
Kaybedecek bir şeyim yoktu. O gün sabah namazından sonra “Ya Vedud, halimi görüyorsun bana iş, ev ve eş ver” diye dua ettim. 41 kere tekrarladım.
Öğle namazından sonra da aynısını tekrarlardım. Yaklaşık 2 saat sonra apartmana girerken komşu kadın dedi ki “sen araba kullanabiliyorsun, biliyorsun benim kocam geçen ay vefat etti. Onun kullandığı taksiyi işlet, yarı yarıya ödeme yaparsın”
Aniden işim olmuştu. O ay yakıt parasını sağ olsun komşumuz verdi. Yakıt çıktıktan sonra 20 bin lira civarı kalıyordu. 10 bin TL’sini verince kalanı benim için büyük paraydı.
Aradan fazla geçmeden bir kasiyer kızla sevgili olduk. Kız dedi ki “Evi dert etme, evlenince babamın kiradaki evine otururuz”
Ya Vedud duasını okumam ile iş sahibi olmam ve kız ile sözlenmem arasında yaklaşık 5 ay var. Evlenince kira sorunumuz da olmayacak. Bunun tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bu zamana kadar işlerim hiç yolunda gitmemişti.
Sizler de her namazın arkasından 41 kere Ya Vedud duasını okursanız her istediğiniz olabilir. Ama içinizde Allah sevgisi ve inancı olacak ve rızkın Allah’tan geldiğine kalben inanacaksınız.
Bu arada şu an ibadetlerimi olabildiğince yapmaya çalışıyorum. Huzuru İslam’da buldum.