Dini ve İslami Bilgiler | Allah yolunda

Peygamber Efendimiz’in Pak Nesebi

Peygamber Efendimiz’in Pak Nesebi

Peygamberimiz için kullanılan “pâk neseb” ne anlama gelmektedir? Peygamber Efendimiz’in neseb silsilesi (soy ağacı) nasıldır? İşte Peygamber Efendimiz’in pâk nesebi..

Peygamberimiz’in babası Hazret-i Abdullâh, annesi Hazret-i Âmine’dir. O’nun mübârek soyu Hazret-i İsmâîl’in oğlu Kayzar sülâlesinin en şereflisi olan Adnân’a kadar uzanır.[1]

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN SOY AĞACI

Peygamberimiz’in büyük dedesi olan Adnân, İsmâîl’in (a.s.) soyundandır.[2] Adnân’ın oğlu Meadd’ın Hz. Îsâ’nın (a.s.) muâsırı olduğu nakledilir.

Resûlullâh, Kureyş kabîlesi içinde, gerek baba ve gerek ana yönünden, en temiz ve en şerefli bir âileye mensuptur. Allâh Resûlü, nesebinin nezîh ve pâk oluşu hakkında şöyle buyurmuştur:

“Ben, câhiliye devrinin kötülüklerinden hiçbir şey bulaşmaksızın, ana ve babamdan meydana geldim. Ben, tâ Âdem’den babama ve anneme gelinceye kadar hep nikâh mahsûlü olarak meydana geldim, aslâ zînâdan meydana gelmedim!” (İbn-i Kesîr, el-Bidâye, II, 260)

O’nun bir ism-i şerîfi de Mustafâ’dır. Bu isim, şu târihî ıstıfâyı, yâni seçilip süzülmeyi ifâde eder:

Hazret-i Peygamber’in mensûb olduğu topluluk ne za­man ikiye ayrılsa, Allâh Teâlâ, Resûlü’nü en hayırlı toplulukta bulundurmuştur. O’nun varlığı aydınlatan nûru, Hazret-i Âdem’den (a.s.) beri en temiz anne ve babalar­dan teselsül ettirilerek kendisine intikâl etmiştir.[3]

Pak Nesebi

Pak Nesebi

HZ. MUHAMMED’İN (S.A.V.) SOYU

İbn-i Abbâs Hazretleri, Şuarâ Sûresi’nin 219. âyetini, bu mânâyı ifâde ederek şöyle tefsîr etmiştir:

“Sen, yâni nûrun, hep secde edenlerden dolaştırılarak Sana intikâl etmiştir.” (Kurtubî, XIII, 144, Heysemî, VIII, 214 )

Peygamber Efendimiz, bu husûsu hadîs-i şerîflerinde şöyle dile getirmiştir:

“Ben, Âdemoğulları’nın en hayırlı ve en temiz olanlarından, devirden devire, âileden âileye geçerek, nihâyet şu içinde bulunduğum âileden vücûda getirildim!” (Buhârî, Menâkıb, 23)

“Allâh Teâlâ İbrâhîmoğullarından İsmâîl’i seçti. İsmâîloğullarından Kinâneoğulla­rını seçti. Kinâneoğullarından Kureyş’i seçti. Kureyş’ten Hâşimoğullarını seçti. Hâşimoğullarından Abdülmuttaliboğullarını seçti. Abdülmuttaliboğullarından da beni seçti.” (Müslim, Fedâil, 1; Tirmizî, Menâkıb, 1)

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN NESEBİ

Büyük İslâm âlimi İbn-i Haldun, Peygamber Efendimiz’in nesebinin bu kadar sarîh ve tafsîlatlı bir şekilde bilinmesi ve asâletle devâm edegelmesi husûsunda şöyle demektedir:

“Hazret-i Muhammed’den (s.a.v.) başka hiçbir kulun, ne nesebi bu derece mazbuttur ne de Âdem’den (a.s.) kendilerine gelinceye kadar, soy asâleti kesintisiz bir şekilde devâm etmiştir. Bu, Allâh Teâlâ’nın Habîb-i Edîbi’ne husûsî bir ikrâmıdır.” (İbn-i Haldun, I, 115)

[1] Resûlullâh’ın neseb-i şerîfleri şöyledir: Muhammed bin Abdullâh bin Abdulmuttalib bin Hâşim bin Abdi Menâf bin Kusayy bin Kilâb bin Mürre bin Ka’b bin Lüey bin Gâlib bin Fihr bin Mâlik bin Nadr bin Kinâne bin Huzeyme bin Müdrike bin İlyas bin Mudar bin Nizâr bin Meadd bin Adnân. (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr, 28; İbn-i Hişâm, I, 1-3; İbn-i Sa’d, I, 55-56)

[2] Bkz. İbn-i Hişâm, I, 1, 5.

[3] Bkz. Ahmed, I, 210.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ