Hakkını yiyenden hakkını alma duası

Soru: Kurucu ortak olarak çalıştığım şirketimden dalavere çevirerek atıldım. Tazminat, hisse payı hiçbir şey yok, beni öylecene attılar. Zamanında şirkete koydum paranın belgesi yok, iş yürüsün diye vekaletname verdiğim ortağım bana kazık attı.

Şu an mahkemeye gitsem bir sonuç alamayacağımdan eminim. Psikolojik olarak sıkıntılı durumdayım, elimden kaza çıkmaması için nefsimle mücadele etmekteyim.

Yaklaşık 200-300 bin TL ortağımdan kazık yemiş durumdayım. Allah’a inancım var ama sabrım tükenmek üzere.

Bildiğiniz hakkını yiyenden hakkını alma duası var ise öğrenmek istiyorum. En azından beklentiye girer rahatlarım.

Cevap: Öncelikle geçmiş olsun. Günümüzde ticaret ahlakı, ar, namus gibi kavramların sadece adı var. Gücü yeten yetene. Ama bu demek değil ki yapanın yaptığı yanına kar kalıyor!

Bu dünya bizler için bir imtihandır. Eğer her haksızlığın cezası anında ve tam olarak burada gerçekleşseydi ahiretteki hesap gününe gerek kalmazdı.

Rabbimiz bazen yaptıklarımızın cezasını bu dünyada verir bazen erteler öbür tarafta verir. İnsanların birbirleri üzerlerindeki hakları da öyledir.

Kimsenin alacağı kimsede kalmayacak bu bir gerçek. Ancak yine de insan hayatını devam ettirmek için hakkını yedirmemek, hakkı birinde kalırsa onu almak istiyor. Dinimiz de “sana tokat atana öbür yanağını çevir” diyen bir değil,  yardımlaşarak hakkınızı alın diyor.

Şura suresi 39. ayette;

Velleżîne iżâ esâbehumu-lbaġyu hum yentasirûn

Yani “Bir haksızlığa uğradıklarında, üstün gelmek için aralarında yardımlaşırlar.” Demekte, hakkını yiyenden hakkını almak için yardımlaşmayı emretmektedir.

Bu ayetin öncesindeki ayetlerle bağlantısı vardır.

Şura suresinin 36,37,38,39. Ayetlerinin meali aşağıdadır:

(Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.

Bu ayetleri çokça okuyunuz. Bu ayetler sizin için en iyi tavsiyeleri içermektedir. Buna göre;

Dünya nimetleri her ne kadar tatlı olsa da ahiret nimetleri daha tatlıdır ve üstelik kalıcıdır. Siz hakkınızı bu dünyada alamasanız bile eğer güzel bir şekilde sabrederseniz alacak bakiyeniz öbür taraftaki hesabınıza yansıyacaktır.

Öfkenizi kontrol edip günah eylemlere girmekten sakınırsanız bunun ayrıca bir mükafatı olacaktır.

Namazı kılanla kılmayan, hakkı ile namazını eda eden ile şuursuz namaz kılan bir değildir. Dualarınız kabul olsun, dünyada da, ahirette de mutlu olayım istiyorsanız namazlarınızı tam olarak kılınız.

Haksızlığa uğradığınızda tek başına hakkınızı alamaz iseniz size yardım edebilecek kişilerden destek alın. Tek iken başaramadığınızı birlikte başarabilirsiniz.

Hakkınızı aldığınız zaman Allah yolunda harcama yapacağınıza niyet ediniz. Helalinden yemek bile Allah yolunda harcama yapmaktır.

Hakkını yiyenden hakkını alma duası

Hakkını yiyenden hakkını almak için Allah’ın Adl ismiyle dua ediniz. Adl ismi adaleti tecelli ettiren demektir. Dualarda Allah’ın ismi ile dua etmek duayı daha makbul kılmaktadır.

Namazların ardından 41 kere Ya Adl diye teşbih çekerseniz inşallah karşınıza hakkınızı alabilmeniz için bir yol çıkarılacaktır.