Dini ve İslami Bilgiler | Allah yolunda

Sadece bir kez okuyan zengin olur

Sadece bir kez okuyan zengin olur

Sizlere bir dua öğreteceğim, sadece bir kez okuyan zengin olur. “Bunun kanıtı nedir?” diye sorarsanız kanıtı da makale içeriğinde mevcuttur.

Şu soru da akıllara gelebilir “Madem bir kere dua okuyunca zengin olunuyor, o zaman herkes dua okur, herkes zengin olur ?”

İşin sırrı sadece dua okumak değil, dua etmeden önce ve yapılması gereken işlemler var. Ayrıca insanlara rızık vermek Allah’ın takdirindedir. Dilediğine zenginlik verir, dilediğine vermez, Allah kullarının emir eri değildir ki her dileği yerine getirsin!

Allah kullarının duasını kabul eder ama bazen aynıyla verir, bazen daha başka ama daha hayırlısını verir, kulun hakkında hayırlı olmayacak bir şey ise dileğini gerçekleştirmez, dua sevabını verir.

Sadece bir kez okuyan zengin olur diye bahsettiğim dua ile aslında Rabbimizin rızık kapısını tıklatmış oluyoruz. Örneğin devletten bir hakkın olur ama bunu almak için dilekçe vermen gerekir ya !

Bankada milyarların olur ama sen bankaya müracaat etmezsen onları çekebilir misin ? Allah zenginlik için dua bile etmeye tenezzül etmeyen kullarına neden zenginlik versin ?

İşte sadece bir kez okuyan zengin olur diye bahsettiğim dua bir nevi Rabbe sunulan bir dilekçedir. “Rabbim beni bu güne kadar fakirlik ile imtihan ettin, biraz da zenginlik ile imtihan edilmek istiyorum” demektir.

Sadece bir kez okuyan zengin olur

Akıllara gelen bir soru daha var, bunu da cevaplandırmak istiyorum:

İnsanların nasıl bir hayat yaşayacağı, zengin veya fakir olacakları ve kaç sene ömürleri olduğu gibi hususlar Levhi Mahfuz da yazılıdır ve insanlar kaderinde ne yazılı ise onu yaşarlar. O halde zenginlik için dua edince kaderimizi mi değiştirmiş oluyoruz ? Yani fakir yaşayacakken kaderimizi zenginlik yönünde mi değiştiriyoruz ?

Cevap: Hayır, kader değişmez. İnsanın alnında ne yazarsa, Levhi Mahfuz’da ne yazarsa onu yazar, değişmez.

Fakat Allah’ın ilmi hem sonsuz geçmişi, hem de sonsuz geleceği kapsar. Eğer zenginlik için dua edecek isek ve zengin olacak isek O (cc) bunu ezelden bilmektedir ve bunu bu şekilde kaderimize yazar. Yani kaderimizde yazılanları dolaylı olarak belirleme yetkimiz bulunmaktadır.

Aksi takdirde işlediğimiz günahları, “Benim bu günahları işleyeceğim kaderimde yazılıydı, hesap günü sorumluluk kabul etmem” derdik.

Sadece bir kez okuyan zengin olur

Bu duayı bir kere okuyan zengin olmuştur. Kuran ve hadislerde bunun kanıtları mevcuttur. Fakat sadece dil ile dua etmek yeterli değildir.

Dua etmeden önce ve dua ettikten sonra yapılacak işlemler vardır. İşin sırrı asıl buradadır.

Hani filmlerde büyü kitabından bir şeyler okuyunca birden sihirli şeyler meydana geliyor ya, dua etmek böyle bir şey değildir. Papağan gibi dua okununca papağan kadar fayda görürsünüz, yani işe yaramaz.

Bizler kul sıfatı ile Rabbe dua ediyorsak bu duanın kabul olması için evvela kendimizin bir kul, dua edilenin ise Rab olduğunun şuurunda olmak gerekir.

Mesela; İnsanlar, bir işin olmayacağı anlaşılınca “İşin Allah’a kalmış” diyorlar. Böylelikle sanki kendileri asıl icra sahibi, kendilerini yaratan yaratıcı da Noel Baba gibi soyut bir figürmüş gibi bahsediyorlar.

Bir zaman sonra başları sıkışınca Allah’tan yardım istiyorlar. “Evvelden haşa Allah’tan etkisiz elemanmış gibi bahsediyordunuz ya şimdi ne değişti de Rab olduğunu hatırladınız ?”

Allah, diliyle gönlü arasında bağlantısı olmayan, duayı papağan gibi tekrarlayan, ne kendinin kul, ne de yalvardığının Rab olduğunun farkında olmayan kişilerin dualarına icabet etmez.

Dua etmeden önce, evvela kim olduğumuzu hatırlamak gerekir. Yunus der ki;

İlim ilim bilmektir, 

İlim kendin bilmektir,

Sen kendini bilmezsin,

Ya nice okumaktır.

 

Okumaktan murat ne ?

Kişi Hak’kı bilmektir,

Çün okudun, bilmezsin,

Ha bir kuru emektir.

 

Okudum, bildim deme,

Çok tâat kıldım deme,

Eğer Hak bilmezisen,

Abes yere yelmektir.

 

Bizleri yaratan Rabbimiz “Hayy” ismi ile bize yaşam vermiş ve “Kayyum” ismi ile yaşamımızı sürdürmemizi sağlamaktadır. Bizlerin yaşam kaynağı O’dur.

Kendimize ait hiçbir şeyimiz bulunmamaktadır. Kendi gücümüzle değil, O’nun iradesi ile yaşamaktayız.

Zengin olmadan önce malımızın, canımızın ve sahip olduğumuzu zannettiğimiz diğer şeylerin esas sahibinin O olduğunu, her türlü yaratmanın Ona mahsus olduğunu, her türlü malın mülkün Ona ait olduğunu idrak etmemiz gerekir.

İnsanın bunların şuuruna varması bir anda olmayabilir, tefekkür ve ibadet ile bu şuur sağlanmalıdır.

Bazısı birkaç gün, bazısı birkaç ay, bazısı birkaç yıl boyunca yapacağı tefekkür ve ibadetlerle bu şuura erişebilir. Bazısı ise bu şuura hiç ulaşmaz.

Sadece bir kez okuyan zengin olur

Namazlarda okuduğumuz Ettehıyyatü duasında mealen “Selam, rahmet ve bütün güzellikler, her türlü dil, beden ve mal ile yapılan ibadet Allah’a mahsustur.”

Diyoruz. Her namazda bunu hatırlayarak malın, mülkün, zenginliğin asıl sahibinin ve bunlarla yapılacak amel ve ibadetlerin kime yönelik olduğunun şuuruna varmak gerekir.

Zengin olunca aslında reel manada bir şeyimiz artmıyor, sadece üzerimize verilen emanet artacak, bunu anlamamız gerekir.

Zenginliği taşımak bazen fakirliği yaşamaktan zordur. Allah hayırlı ise zenginlik nasip etsin, zenginlik azgınlığa, aşırılığa yol açacaksa kul için fakir kalmak daha iyidir.

Akıllara şöyle bir soru gelebilir: Dünyada, dinini bilen ve zengin olmak için hangi duaların okunmasını bilen çok sayıda insan var fakat Elon Musk veya Bill Gates kadar zengin bir Müslüman görmedik, neden ? İnsanlara zengin olmak için hangi duaların okunacağını öğreten kişiler neden kendileri dua edip zengin olmuyorlar ?

İslam dinini tam olarak kavrayanlar ve yaşayanlar bilirler ki, malın asıl sahibi Allah’tır. Kişiye verilen zenginlik ancak sorumluluğu artırır. Zengin olduğun zaman zenginliğin hakkını vereceksin ve buda fakirliğe göre kolay değildir.

Zenginlik, yayan yolculuk yapan birinin sırt çantasını fazlasıyla doldurması gibidir, ağırlık yapar. Zenginliğin hakkını tam olarak veremeyeceği düşüncesiyle ihlaslı kullar, fazla maldan kaçınırlar.

Yatsı namazının arkasında okuduğumuz Amenerrasulü.. diye başlayan ayetlerin ikincisinde “La yukellifullahu nefsen illa vus’aha leha ma kesebet ve aleyha mektesebet rabbena la tuahızna in nesina ev ahta’na, rabbena ve la tahmil aleyna ısran kema hameltehu alellezine min kablina, rabbena ve la tuhammilna ma la takate lena bih, va’fu anna, vagfir lena, verhamna, ente mevlana fensurna alel kavmil kafirin.”

Yani,

Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez. Kişinin yaptığı her iyilik kendi lehinedir, her kötülük de kendi aleyhine. Ey Rabbimiz! Unutur veya bilmeden hata yaparsak bizi sorgulama! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yükler yükleme! Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz yükleri bize taşıtma!Günahlarımızı affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen yüce mevlamızsın, hakikatı inkar eden topluma karşı bize yardım et!

Diyoruz.

Zenginlik kulağa hoş gelse de takva sahibi müminler için kulluk yükünün artması anlamına gelmektedir. Bilindiği üzere az parası olan daha gani gönüllüdür, para bollaştıkça cepte akrep dolaşmaya başlar, ayrıca dört bir yandan kibir, ucb, israf belaları insanı sarmaya başlar. Bunlarla başa çıkmak her kişinin harcı değildir.

Konumuza dönersek;

Sadece bir kez okuyan zengin olur diye bahsettiğim duayı okumadan önce;

  • Malın asıl sahibinin Allah olduğunu;
  • Zenginliğin kişinin dini yükümlülüklerini artırdığını;

Bilmemiz gerekmektedir.

Diğer bir husus ise kavli duanın fiili dua ile desteklenmelidir.

Dua iki kanatlı bir kuş gibidir. Bir kanadı dua zikrini yapmak, tefekkür etmek ve gönlünü bununla doldurmak ise kuşun diğer kanadı dua için istenen şeyin gereğini yapmaktır.

Örneğin bir insan zengin olmak istiyor ise bununla ilgili bir çalışması ve takip edeceği bir yolu olmalıdır.

Necm Suresi 39. ayette “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” Denilmektedir.

Yani siz zengin olmak için dua edeceksiniz ya, Allah size çalışmadan bunu vermeyecek demektir.

Çalışmadan zengin olmayı istemek, bankada parası yok iken sürekli para çekmeye kalkmak gibidir. Çalışmadın ki Allah sana versin.

Zengin olmak için bu şartı da yerine getirmek gerekmektedir.

Yukarıdaki şartları yerine getirdikten sonra makalenin devamında belirtilen ve sadece bir kez okuyan zengin olur diye bahsettiğim duayı yalnızca bir kez okuyup zengin olabilirsiniz.

Bazıları şu hususu merak edebilirler: “Başka konularda dua ve zikirler en az birkaç kez, yüzlerce kez ve hatta binlerce kez okunurken zengin olmak için neden sadece bir kere okumak yeterli olmaktadır ?”

Bunun iki sebebi bulunmaktadır:

  • Birincisi bu duayı okuyan kişi sadece bir kere okumuz ve zengin olmuştur. Dolayısıyla Kuran’da bu bize böyle öğretilmiştir.
  • İkincisi, bankada milyarlarınız olsa dahi paranızı bankadan çekmek için sürekli dilekçe vermenize veya başvuru yapmanıza gerek yoktur. Bir kere yeterli olur.

Allah haşa ne ahmaktır, ne sağırdır, ne de unutkandır. Bir kere zenginlik için dua okuduğunuz zaman isteğinizi belirtmiş oluyorsunuz. İbadetinizi zaten zenginlik için dua etmeden önce tefekkür, namaz, sadaka, oruç ve zekat gibi ibadetler ve zengin olduktan sonra sahip olduğunuz malın yükümlülüğünü taşıyarak ve zengin olmak için fiilen çalışarak yapıyorsunuz.

Sadece bir kez okuyan zengin olur diye bahsettiğim kişi, dünyanın gelmiş geçmiş kişisi Hz. Süleyman (as) peygamberdir. Diğer zenginler sadece mal olarak bazen mal ve iktidar olarak güçlü oldukları halde Hz. Süleyman (as) sadece mal, mülk, iktidar değil aynı zamanda diğer insanların asla elde edemediği, hayvanlara ve cinlere hükmetme, rüzgarı kontrol etme gibi imkanlara sahip idi.

Şuursuz Yahudiler binlerce yıldır ve hala ataları olan Hz. Süleyman (as) ait olabileceği tarihi kalıntıları ve hazineleri aramaktadırlar. Eski Romalılar veya Lidyalılar gibi görkemli şeyler bulup bununla övüneceklerini zannetmektedirler.

Fakat bilmezler ki Peygamberler miras bırakmaz. (Bu sözü Hz. Ebubekir Peygamberimizin “Biz miras bırakmayız, bıraktığımız sadakadır.” (Buhârî, Humus, 1; Müslim, Cihâd, 49) hadisine dayanarak söylemiştir.

Yani Hz. Süleyman (as)’a ait olan zenginlik sonrakilere miras kalmamış ayrıca Hz. Süleyman (as) elindeki zenginliği putperestlerin yaptığı gibi şatafata, övünme amaçlı inşa edilen mimari yapılara harcamamış, halkı için kullanmıştır.

Dolayısıyla ataları ile övünmek isteyen Yahudiler boş yere her yerde Hz. Süleyman (as)’ın hazinelerini ve tapınaklarını aramaktadırlar.

Hz. Süleyman (as) Kuranı Kerim’de Sad suresi 35. Ayette geçen duayı okuduktan sonra zengin olmuştur.

Sadece bir kez okuyan zengin olur

Sad Suresi 35. Ayeti Türkçe Okunuşu

Kâle rabbi-ġfir lî veheb lî mulken lâ yenbeġî li-ehadin min ba’dî(s) inneke ente-lvehhâb(u)

Manası:

“Rabbim” dedi, “Beni bağışla; benden sonra hiç kimsenin ulaşamayacağı bir hükümranlık ver bana. Lütfu sınırsız olan yalnız sensin.

Bu duayı okuduktan sonra Hz. Süleyman (as) bir daha kimsenin erişemeyeceği kadar zengin ve güçlü bir konuma gelmiştir.

Bu ayet zengin olmak veya istediği bazı nimetlere kavuşmak isteyenlerin okuyacağı duadır. Kuranı Kerimde bizlere nasıl dua edileceği, nasıl ibadet edileceği gibi hususlar öğretilmektedir.

Zengin olmak isteyenlere de Sad suresi 35. ayette dua öğretilmektedir. Bu duayı bir kere okumak yeterlidir. Fazla okunsa da zararı olmaz.

Eğer Allah’ın size daha fazla nimet vermesini istiyorsanız bu duayı okumadan önce bu ayetten önce olan Sad suresindeki 30, 31, 32 ve 33 ayetleri de okuyunuz ve bu şuurla yaşayınız.

Sad suresi 30, 31, 32 ve 33. Ayetlerin Türkçe anlamı şu şekildedir:

30. Dâvûd’a Süleyman’ı bağışladık. O ne güzel kuldu! Şüphesiz o, Allah’a çok yönelen bir kimse idi.

31. Hani ona akşamüstü bir ayağını tırnağı üstüne dikip üç ayağının üzerinde duran çalımlı ve soylu atlar sunulmuştu.

32,33. Süleyman, “Gerçekten ben malı, Rabbimi anmamı sağladığından dolayı çok severim” dedi. Nihayet gözden kaybolup gittikleri zaman(3), “Onları bana geri getirin” dedi. (Atlar gelince de) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.

Bir Müslüman malı, mülkü, nimetleri Allah’ı hatırlattığı için sevmelidir. Aksi takdirde elindeki malı ahirette kendine düşman olur.

Hz. Süleyman (as)’ın neden zenginlik için dua ettiğini de Sad suresi 34. Ayette yani zenginlik için dua ettiği 35. Ayetten hemen önce anlamaktayız.

Sad suresi 34. Ayetin Türkçe açıklaması:

Andolsun, biz Süleyman’ı imtihan ettik. Tahtının üstüne bir ceset bıraktık. Sonra tövbe edip bize yöneldi.

Hz. Süleyman (as) zenginlik için dua etmeden önce de hükümdardı ama o denli güçlü ve imkan sahibi değildi. İmtihan edilmek için Allah (cc) onun imkanlarını tamamıyla elinden aldı.

Yani ne hükümdarlığı, ne parası ne sıhhati kaldı. Tabiri caiz ise sıfıra düştü. “Tahtının üstüne bir ceset bıraktık.” İfadesi bunu anlatır.

Bu şiddetli bir imtihan idi ve bu imtihanı geçen Hz. Süleyman (as) fakirlik, yoksunluk, imkansızlık kategorisinde imtihanını tamamlamış oldu. Yani bu konudaki tabiri caiz ise leveli tamamladığı için manevi anlamda bulunduğu levelin en üstüne çıktı ve daha zor olan zenginlik leveline geçmek istedi.

Bizler de soruyoruz:

Ey zengin olmak isteyen kişi, fakirlik ile imtihanın başarılı oldun da mı bir üst seviye ile imtihan edilmek istiyorsun ?

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ